Michelin Man tarzı bu sistem, dünyayı değiştirebilecek buluşları ödüllendiren prestijli James Dyson Ödülü’nün finalistleri arasında yer aldı. Projeyi geliştiren Birla Teknoloji ve Bilim Enstitüsü Dubai kampüsünden mühendisler Eshel Wasim ve Dharsan Srinivasan, “REBIRTH sadece mühendislik değil, kederden doğan bir tepki. İnsanlara ikinci bir şans sunmayı amaçlıyor” dedi.
Sistemin işleyişi yapay zekâ sensörlerine dayanıyor. İrtifa, hız, motor durumu ve pilot tepkilerini analiz eden sistem, çarpışmanın 3 bin feet altında kaçınılmaz olduğunu algıladığında devreye giriyor. Uçağın burun, karın ve kuyruk kısımlarından 2 saniyeden kısa sürede açılan katmanlı kumaş hava yastıkları, gövdeyi sararak şiddetli darbeyi emiyor. Bunun yanında, ters itiş ve gaz iticileri de inişi yavaşlatarak denge sağlıyor.
Yastıkların yanı sıra, kabin duvarlarının ve koltukların arkasındaki darbe emici sıvılar çarpma anında sertleşerek yolcuların yaralanmalarını azaltmayı hedefliyor.
Mühendisler, sistemin hem mevcut uçaklara entegre edilebileceğini hem de yeni modellerde uygulanabileceğini belirtiyor.
Henüz resmi test tarihi açıklanmayan REBIRTH’ün, havacılık laboratuvarlarıyla iş birliği içinde rüzgâr tüneli ve çarpışma simülasyonlarında denenmesi planlanıyor. Projenin James Dyson Ödülü’nü kazanması halinde ekip 40 bin dolardan fazla ödül alacak ve kendi girişimlerini kurma şansı yakalayacak.
Ancak tasarımcılar, asıl amaçlarının para ya da ün olmadığını vurguluyor: “Bu sadece bir başlangıç. Bir gün, en çaresiz anlarda bile hayat kurtarmaya katkı sunabilmeyi umuyoruz.”
