Ertuğrul Özkök | Dev cruise şirketinin İstanbul taksi anketi: “Bir daha asla gelmem” diyen her 10 kişiden 7’si neden şikayet ediyor?

Posted by

İstanbul’a yolcu getiren bir crusie şirketi.
Hem de dünyanın en büyüklerinden.
Gittikleri her büyük şehirden sonra yolcularına bir anket uyguluyor.
Sonuçlar açıklanmıyor. Şirketin kendi iç kullanımı ve değerlendirmesi amacıyla kullanılıyor.
Geçen hafta turizmci bir dostumdan bu şirketin İstanbul’la ilgili sonuçlarını öğrendim.
Nereden bulduğunu sorduğumda şu söyledi..
Bu gemilerde çok sayıda Türk çalışıyor.
Yönetici olarak çalışan bir Türk’ten gelen bilgi.

Soru: İstanbul’a tekrar gelmek ister misiniz?

İstanbul’dan ayrıldıktan sonra yolculara soruluyor.
“İstanbul’a tekrar gelmek ister misiniz?”
Çoğu insan “evet” cevabı veriyor.
Bu güzel ama bir sonuç daha var ki o çok düşündürücü.

“Bir daha asla gelmem” diyen her 10 kişiden 7’si

“Bir daha İstanbul”a asla gelmem diyen her 10 kişiden 7’si neden olarak taksileri gösteriyor.
En büyük şikayet de taksilerin pisliği, yolcuya muamele ve özellikle de keyfi biçimde uygulanan fiyatlar.
Hadi biz daha açık şekilde adını koyalım.
Turiste atılan kazık…
Şikayetçi olan 7 yolcunun büyük çoğunluğu bir de UBER olmamasından yakınıyor.
Çünkü hemen hepsi ülkelerinde UBER veya benzer uygulamaların kulanıcısı.
Oradan kazık yemeyeceklerini, gelecek arabanın kalitesini ve güvenliğini biliyorlar.

Turizm ve restorancılar raporlarını hazırladılar

Belki hatırlayacaksınız, iki hafta önce yazdığım bir yazıda, İstanbul’da toplanan TÜRYİD (Turizm ve Yeme İçme İşletmecileri Derneği) Yüksek İstişare Kurulu’nda da bu konu dile getirilmişti.
O yazıda derneğin bir rapor hazırladığını ve bunu önümüzdeki günlerde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’a sunacağını belirtmiştim.
O rapor aşağı yukarı hazır.
Derneğin Eşbaşkanı Barış Tansever, pazartesi günü UBER’in Türkiye temsilcisi ile bir görüşme yaptıktan sonra son rakamları güncelleyecek ve dernek raporunu tamamlayacaktı.

İstanbul’a 5 bin yeni sarı plaka verilerek çözülür mü?

Dernek mevcut klasik taksi sistemine 5 bin yeni plaka tahsisi eklenerek bu sorunun çözüleceğine inanmıyor.
Çünkü cruise gemilerindeki gibi, öteki yabancı turist de bildiği, güvendiği ve kredi kartı ile ödeyebileceği bir sistemle yolculuk yapmak istiyor şehirde.
Onun için “Paylaşımlı yolculuk sisteminin” yasal düzenlemesi bir an önce çıkarılmalı ve UBER gibi uluslararası şirketlerle, aynı uygulamayı yapan yerli şirketlere de İstanbul ve büyük şehirlerde yolcu taşıma hakkı verilmeli diyorlar.

Yeni haber: Gelecek hafta araç içinde güvenlik butonu uygulaması başlıyor

Size bu konuda yeni haberi vereyim.
Martı TAG şirketine bağlı, paylaşımlı yolculara, araba içinde bir sorun çıkması, kendilerini tehlikede hissettikleri durumlar için bir “Güvenlik butonu” uygulaması geliyor.
Bu uygulama bir buçuk hafta içinde devreye giriyor.
Kendini böyle bir durumda hisseden yolcu, cep telefonundaki bu uygulamaya bastığı anda otomatik olarak bir görevliye bağlanacak.
Bazı acil durumlarda direkt 112’ye bağlanacak.
Böylece, dünyanın bazı ülkelerinde uygulanan bu güvenlik sistemi Türkiye’de de fiilen başlamış olacak.
Bu haberi verdikten sonra şimdi geleyim, haziran ayı başında gündeme gelecek bir konuya.

Taksi konusunu Roma’da Ekrem İmamoğlu’na sordum

İstanbul Oyunları imza töreni için Roma’ya gittiğimizde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na uzunca bir süredir sürüncemede olan İstanbul’un taksi sorunu için nasıl bir çözüm bulunacağını sordum.
Şu cevabı verdi:
“Arkadaşlar bu konuda çalışıyor. Muhtemelen haziran ayı başında ilgili bütün tarafları bir toplantıya çağıracağım.
Bu toplantıya uluslararası paylaşımlı yolculum şirketleri dahil herkes katılacak”
Başka bir ayrıntı vermedi.

Yaşadığım Beykoz’da taksi duraklarının telefonları bile zor açılıyor artık

Bu konu hepimizi yakından ilgilendiriyor.
Beykoz Konakları’ndan oturuyorum.
Artık buradan taksi bulmak çok zor.
Çoğu kez taksi istasyonları araba bulunmadığı için telefonu bile açmıyorlar.

İstanbul’da günde 720 bin taksi yolculuğu yapılıyor

Şu an İstanbul’da taksi durumu nasıl?
TÜRYİD’in hazırladığı raporda bu konuda ilginç bilgiler var.
İstanbul’un taksi fotoğrafı, benzer nüfusa sahip New York’la büyük benzerlik gösteriyor.
(*) İstanbul’da 20 bin sarı plaka taksi var. Taksi kullanan insan sayısı 4 milyon civarında. Bütün Türkiye’deki taksi sayısı ise 50 bin.
(*) Günlük gerçekleşen taksi yolculuğu sayısı 720 bin.

Taksi ekonomisi: İstanbul 53 milyar, Türkiye 79 milyar

(*) Ortalama taksi yolculuk ücreti 250 TL.
(*) İstanbul’da her taksi günde ortalama 40 seyahat yapıyor. Yıllık yolculuk ekonomisi 65 milyar TL.
(*) Bütün Türkiye’nin taksi ekonomisi ise 95 milyar TL.
(*) Peki devlet bundan ne kadar vergi alıyor? Aslında 20 milyara yakın KDV vergi alması gerekiyor ama aldığı miktar sıfıra yakın. Çünkü taksiler fiş kesmiyor.

Cumhurbaşkanı karşı çıkınca UBER sistemi fiilen kalktı

Bunun çözümü başka ülkelerde “UBER” dediğimiz modelle sağlanıyor.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşı çıkması ile UBER ve paylaşımlı yolculuk sistemi fiilen uygulamadan kalktı.
Bunun nedeni olarak da UBER’in yabancı kuruluş olması nedeniyle Türkiye’de vergi vermemesi gerekçe gösterildi.
Ancak UBER adı çok ön planda olduğu için bu konudaki yerli çözümler hep arka planda kaldı.

Türkiye’nin yerli ve milli gizli paylaşımlı yolculuk devinin rakamları sizi şaşırtacak

Oysa Türkiye’nin halen gizli bir paylaşımlı yolculuk devi var.
TAG Martı.
Şimdi sıkı durun, bu gizli devle ilgili vereceğim rakamlar sizi çok şaşırtacak.
(*) Martı TAG’a toplam 151.236 sürücü kayıtlı insan var. İstanbul’da kullanıcı sayısı 4 milyon. Ortalama araç bulma süresi 5.4 dakika. Ortalama müşteri memnuniyeti %98.

Sürücüden beş kuruş almayan 150 bin sürücülü dev şirket

(*) TAG Martı çok ilginç bir startup şirket. New York Borsasına kote.
Eminim aklınıza şu soru geliyor.
Türkiye’de paylaşımlı yolculuğu düzenleyen bir kanun yok. Yani birinin böyle bir şirket kurup taksi uygulaması yapıp para alması kanunen mümkün değil. O zaman TAG Martı bunu nasıl yapıyor?
Çok basit.
TAK Martı paylaşımlı yolculuk sistemine dahil 150 bin sürücüyü biraraya getiren bir uygulama oluşturmuş.
Çağırma, sürücü seçme, kontrol ve denetim işlerini yapıyor.

Yolcu parayı direkt sürücüye ödüyor

Ancak bunun karşılığında sisteme dahil sürücüler hiç para alamıyor.
Arabayla binecek kişiye ücreti bildiriyor. Bu ücret yüzde 10 aşağı veya yukarı çıkma marjı var.
Yolcu ücreti sürücüye ödüyor. Yani kedi kartı üzerinden ödeme yapılması ve e fatura kesilmesi mümkün olmuyor.
Böyle olunuca buradan da 1 milyar dolara yakın bir vergi kaybı oluyor.

TAG Martı parayı New York borsasından kazanıyor

Peki TAG Martı parayı nereden kazanıyor?
New York borsasındaki yatırımcılardan.
Bu gizli dev bu sistemle tıkır tıkır çalışıyor.
Bugüne kadar on milyonlarca yolculuk olmuş, ama çanta veya cüzdan kaybolmamış.
Bütün yolculuklar dijital kayıt altında. Takip uygulamaları var.
Sürücüler sicil kayıtlarına bakılıp, mülakat usulüyle alınıyor. Puan veriliyor ve puanı düşen sürücü atılıyor.

Paylaşımlı yolculuk sistemine izin vermeyen 5 ülke hangileri

Bu sistem artık dünyanın çoğunda kullanılIyor. Mesela Kenya’da başarılı biçimde uygulanıyor..
İzin vermeyen ülkeler hangileri derseniz, biri biziz.
Öteki 4 ülkeye gelince, aynı grupta olmaktan dolayı pek gurur duyacağımız ülkeler değil bunlar.
Kuzey Kore, Kuba, Eritre ve Kongo…
Bugün Türkiye’ye 50 milyona yakın turist geliyor.
Çoğu taksilerden şikayetçi.
Diyeceğim bu kanunu çıkarma zamanı geldi artık.
Yoksa sisteme 5 bin sarı taksi daha ekleyelim diyerek çözülecek sorun da değil.
Çünkü sorun sadece sayısal eksiklik değil.
Asıl mesele kalite, güven, arama ve ödeme kolaylığı ile bilinirlik…

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir